Balkanlar’daki
Müslümanlar
Zaman zaman
Bosna’nın, İslam adına yapılan terörizm
ile bağlantıları hakkındaki haberler gündemde
yer almaktadır. Nitekim son zamanlarda yayımlanan
bazı yazılar, konunun tekrar popülarite kazandığını
göstermektedir. Örnek vermek gerekirse, en son olarak
Bosna-Hersek’teki NATO karargahı komutanı General
Louis Weber, Sırp Cumhuriyeti gazetesi Nezavisne
Novine’nin 11 Aralık 2005 tarihli sayısına
verdiği demeçte, Bosna’da terörizm bağlantılarının
bulunduğunun farkında olduklarını açıkladı.
Bundan yaklaşık iki hafta önce ise International
Herald Tribune’da “Bosna: Terörizmin Cenneti” ve
Washington Post’ta “Balkanlar’da Terörist Hücrelere
Yer Var” isimli yazılara yer verilmişti. Her iki
yazının temel mesajı, “teröristler Bosna üzerinden
Avrupa’ya saldırmaya hazırlanıyor” yönündeydi.
Bosna’yla ilgili terörizm durumu gerçekten bu kadar alarm
edici seviyede midir?
ABD’ye yönelik 11 Eylül terör saldırısından
sonra, Balkan Müslümanlarını El-Kaide ile bağlantılı
kılmak, bazı Balkan politikacı ve gazeteciler için
adeta “hobi” haline gelmiştir. Balkanlar’daki Müslümanlar
“Beyaz El-Kaide” olarak nitelendirilmiş ve Orta Doğu
kökenlilere benzemedikleri için, “Avrupa’daki terörist
eylemlerini daha kolay icra edebilecekleri” propagandası
yayılmıştır. Başka bir ifadeyle, terörizme
karşı açılan uluslararası savaş,
Balkan Müslümanları içinde baskın iki topluluk
olan Boşnak ve Arnavutların karalanması için
kullanılmıştır. Bu tür propagandanın
Batılı medya kaynakları üzerinde de etkisi
olmuş ve bazen Balkanlarla ilgili terörizm iddiaları
yeterince araştırılmadan yazılar yazılmıştır.
“Köktendinci” propagandası Arnavut ve Boşnaklara karşı
1980’li ve 1990’lı yıllarda da yapılmıştır.
O zamanki amaç, bu Müslümanlara karşı uygulanan
baskı ve saldırılara meşruluk kazandırmaktı.
O yıllarda İslama ilgi duyan Boşnaklara ve
belli ölçüde Arnavutlara karşı köktendinci
propagandası yürütülürken, örneğin 1980’lerin
ortalarından itibaren, bütün Sırpların dini
duyguları zirveye ulaşmış ve Sırp
Ortodoks Kilisesi Sırbistan’ın dışişlerinde
bile etkili olmaya başlamıştır.
1990’lardaki Bosna savaşı yıllarında, İslam
ülkelerinden bir grup gönüllünün Boşnakların
yayında savaştığı doğrudur.
Hatta, 11 Eylül terör saldırısından sonra, bu
gönüllülerden bazılarının İslam adına
yapılan terörizme bulaştıkları da ortaya
çıkmıştır. Boşnak yetkililer bu gerçekleri
hiçbir zaman inkar etmeye kalkışmamıştır.
Ancak, söz konusu gönüllülerin hepsine terörist
muamelesinin yapılmasına da karşı çıkılmıştır.
Bu tür konular kaleme alınırken, Bosna savaşında
bir miktar Rus, Ukraynalı ve Yunan gönüllülerin,
“Ortodoksluk” adına Sırpların yanında
savaştıkları gerçeği de göz önüne alınmalıdır.
Balkanlar uzun süre sigara, uyuşturucu, silah ve kadın
ticareti için uygun bir zemin teşkil etmiştir. Bu
kaçakçılık yolları İslam adına yapılan
terörizm açısından da elverişli bulunabilir.
Ancak bu hastalık sadece Balkanlar’a özgü değildir
ve günümüzde dünyanın değişik bölgelerinde
benzer kaçakçılık yolları bulunmaktadır.
Diğer taraftan Orta Doğu kökenli şüphelilere
Balkanlar’dan çok, Batı Avrupa ülkelerinde
rastlanabilir. Bir başka deyişle, Balkanlar’da
İslam adına yapılan terörizmin bağlantıları
vardır, ancak, bu bağlantıların çok daha
tehlikeli dozunun Batılı ülkelerde bulunduğu söylenebilir.
Nitekim Amerika’daki 11 Eylül terör saldırısını
gerçekleştiren eylemcilerin uçaklardaki komutanlarının,
uzun süre Batılı ülkelerde normal bir vatandaş
gibi yaşadıkları bilinmektedir.
Balkanlar’daki İslam karalanacak yerde, “Avrupa’daki
İslamın” şekillenmesine bir model olarak
kullanılabilir. Nitekim Balkanlar’daki İslam üzerine
çalışmalarıyla bilinen Fransız
akademisyen Xavier Bougarel, bu fikrin söylemini yapmaktadır.
Bu çerçevede, Suni İslamın bağnaz yorumlarının
Balkanlar’a ve Avrupa’nın diğer kısımlarına
yayılmasını engelleyebilecek konumda olan Türkiye’ye
çok önemli görevler düşmektedir. Bir başka
ifadeyle, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği ile
değişik dini temaslar yoğunluk kazanacağı
için, Türkiye’deki Suni İslam anlayışı
Balkanlar’da pekişecek, aynı zamanda genel
“Avrupa İslamı” olumlu yönde şekillenecektir.
Kosova -19.12.2005
AVSAM
Balkan Araştırmaları Masası
eturbedar@avsam.org
YAZARIN
DİĞER
YAZILARI:
Balkanlar’daki
Müslümanlar
SAYFA
BASI
|