A vitaminini unutmayın! Mevsim meyvesi gibisi yok. Strese son vermenin 15 yolu

Kendinizi değil kilonuzu yakın


·  ANASAYFA  
·  AVRUPA HABER  
·  MEDYA  
·  EKONOMI  
·  FIRMALAR  
·  SPOR  
·  YAZARLAR  
·  BASIN ÖZETLERI  
·  COCUKLAR/OYUN  
·  KADIN & YASAM  
·  BEDAVA SMS  
·  BEDAVA POST  
·  DOWNLOAD  
·  TREIBER  
·  CHAT  
·  NETMEETING  
   


EDITÖR'den   SELAM

 


HEDEF

 

Dünya`nın   herhangi bir yerinde yaşayan veya geçici olarak bulunan birisiniz.

Ya tesadüfen veya birilerinin tavsiyesiyle bu siteye giriyorsunuz. Bizim şimdiye kadar "Türkpartner"i tanıtıcı mahiyette -maalesef- hiçbir çalışmamız olmadı, olamadı. 

Buna rağmen bizi okuyanların sayısı gün geçtikce artıyor. Bazen Avrupa`nın herhangi bir ülkesinden, bazen Arap Ülkeleri`nin herhangi birinde bulunan insanlarımızdan, bazen de Türkiye`den okuyucu mektupları alıyoruz. Okuyucunun sitemizdeki yazılanların hepsini beğenmesini yakalamak hedefimiz fakat şu andaki beklentimiz değildir. 

Beğendiklerinizi ve beğenmediklerinizi bizimle paylaşırsanız bize daha çok yardımcı olur, ışık tutmuş olursunuz. Okuyucu kitlemizi ancak yine siz okuyucularımızın sayesinde genişletebiliriz. Bu da sizlerin bu sayfayı bir başka tanıdığnıza tavsiye etmek şeklinde olabilir. 

Gördüğünüz gibi internet sayfamızda bizim ilgi sahamız dahilinde kalabilecek Türkiye ve Dünya`daki gelismeleri kendimize özgü bir üslubla bir demet halinde sizlerin ilgisine sunarken, çeşitli konulardaki düşüncelerini yorumlayarak sizlerle paylaşmak isteyen yazar arkadaşlarımız da sayfamıza ayrı bir canlılık ve dinamizm  kazandırıyorlar. 

Siz okuyucularımıza bir bilgi verme açısından sitemize günlük girişin en son sayısını veriyoruz:  47500.

Yani, Türkpartner`i hergün 47500 kişi okuyor demektir. Bu bizim için çok iyi bir gelişmedir. Bu sayı her hafta biraz daha artarak devam ediyor.

Hedefimiz, yıl sonuna kadar 100.000 (yüzbin)`dir. Bu senenin sonuna kadarbizi okuyanların sayısını en az yüzbine çıkarmaktır. Bu hedefi yakalamada sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Bizi tavsiye etmeğe devam ediniz lütfen.

Daha güzel bir dünya, daha güzel bir gelecek temennisiyle,  herşey gönlünüzce olsun.



Selam

 
Bizim insanımızın beğendiği veya beğenmediği şeyler karşısında pek tepki göstermediğini bliliyoruz. Meselâ "Türk Partner"de okuyucunun ilgisine sunmaya çalıştığımız yazıların ne derece kabul gördüğünü henüz kestirememekle beraber bir şeyi teknolojinin yardımıyla tesbit  etmiş bulunmaktayız:

Türk Partner sitesine olan ilgi beklediğimizin çok üstünde.. Bu alaka bize biraz daha cesaret verdi. Her canı sıkılanın bir internet sayfası açtığı günümüzde bizim "dostlar alış verişte görsünler"den ziyade ciddi manada sorumluluk şuuru içinde bir hizmet sunma gayesi güttüğümüzü herhalde bizi okuyanlar anlamışlardır. 

Bir taraftan günlük gelişmeleri anında sitemize taşıyan arkadaşlarımız, diğer taraftan tesbit ettikleri konuları kendi üslublarınca yorumlayan yazarlarımız, yavaş yavaş hanımlara ve çocuklara yönelik hazırlanan sayfalarımızla kendi çapımızda üzerimize düşen srumluluğu mükemmele yakın bir şekilde yerine getirmeğe çalışıyoruz. 

Haberler anında tecrübeli gazeteci arkadaşlarımız tarafından zaten sizlere sunulurken, yazar kadromuzda bundan sonra en geç haftalık olmak şartıyla yazılarını tazeliyeceklerdir. Siz Okuyucularımızın görüş, eleştiri ve yakında açacağımız okuyucu köşesine göndereceğiniz yazılarınız da bize daha güzele ve doğruya yaklaşmada yardımcı olacaktır.

Gelecek yazımızda buluşmak ümidiyle, herkese muhabbet, hürmet, saygı, sevgi ve selâmlarımızı iletirken hayırlı günler dileklerimizle...







Başlarken                                                                                 

Bilgisayar  sektöründen  haberdar  olan,  gelişmeleri  takip  eden,  buna  bağlı  olarak  internet  aleminden  hergün  yeni  haberler  getiren  arkadaşımın  daha  fazla  baskısına  dayanamayarak  "evet"  dedik.

Sonra  eve  geldim.  Kafamı  iki  elimin  arasına  koydum  ve  düşünmeye,  niye "evet"  dedim  diye  kendimi  sorgulamaya  başladım.

İster   Türkiye'de  ister  Türkiye  dışında  olsun  Türklerin  okumayla  arasının  pek  iyi  oladığı  zaten  bilinmekteyken,  hele  yurtdışında  yetişen  nesillerin  Türkçe'ye  ne  derece  ilgi  duydukları  ve  konuşabildikleri  ortadayken  internette  boy  göstermenin  sebebi  ne  olabilirdi?

Avrupa'da  yaşayan  1.  ve  2.  nesil  Türk'lerin  büyük  çoğunluğunun  yaşadığı  ülkenin  lisanını  konuşamadığı  gibi  yazamadığını da  biliyoruz.  Hele  hele  internet denilen  hadiseyle  uzaktan  yakından  tanışıklıkları da  olamazdı. (İş  adamlarımızın   belli  bir  kısmı,  burada  tahsil  yapanlar  gibi  belli  kesimler  hariç.)   O  halde  internet de  arz-ı  endam  etmek  niye?  Kime  neyi  sunacaksınız?

Soruları  peş  peşe  kendime  sormaya  devam  ederken  beynim  zoklamaya  başladı.  Ayağa  kalktım,  odanın  içinde  dolaşmaya  başladım.  Kendi  sorularıma  cevap  arıyordum.  Ne  kadar  bir  zaman  geçti  bilmiyorum  ama  galiba  cevaplarım  hazırdı:  Bir  Alman  resmi  dairesin de  asılı  duran  vecize  sözü  hatırladım:

 "Die  wissenden  reden  nicht  viel

Die  Redenden  wissen  nicht  viel"

 Tercümesi  ancak  şöyle  olabilir:  Bilenler  çok  konuşmuyor!  Konuşanlar da  çok  bilmiyor!  Hep  öyle  olmamışmıydı?  İlerlemiş  toplumlar da  konunun  uzmanları  konu şur  ve  konuşturulurken,  biz de  hep  konuyla  alakası  fazla  olmayanlar  konuşmuyor muydu?  "Ağzı  olan  konuşuyor"  sözü  galiba  sadece  bizler  için  geçerliydi.  Sonra  kendime  dayanak  noktaları  ararken  "Bilmeyenlerin  bilenler  üzerinde ki  hakkı!"nı  hatır ladım.  O  halde  yıllarını  buralar da  geçirmiş,  belli  bir  tecrübe  birikimi  olanlar  bir  adım  ileriye  çıkmalıydı.

İnsanlığın  bilinen  ilk  gününden  bügüne  kadar  gelişinde ki  sırrı  anlamaya  çalıştım.  Bir  önceki  nesil  kendisinden  sonra  geleceklere  taşıdığı  değerleri,  tecrübeleri,  bilgileri  aktarırken  onlara  aynı  zaman da  ayrınları da  hazırlamak,  en  azından  zeminini  oluşturmak  gibi  bir  sorumluluğunun da   olduğunu  düşündüm.  Yani  zincirin halkası  kopmaması  gerekir.  Buralar da  yetişen  nesillerin  kaderi  biraz da  kaplumbağaların  yumurtalarını  kuma  gömdükten  sonra  bir  daha  ardına  bakmadan  doğacak   yavruların  kendi  kaderlerine  terk  etmelerine  benziyor. 

Bir  nesil  düşünün ki,  ne  mensub  olduğu  devlet  ne  yaşadığı  devlet  ve  nede  ailesinden  görmesi  gereken  asılk  ilgi  ve  alakayı  yeterince  görememiştir.  Sayısız  biraz

siyasi,  biraz  sosyal  biraz da  dini  cemiyetler  televizyon  çanakları  gibi  gözleri  ve  kafalarını da  Türkiye'ye  çevirmiş,  anavatanı  kurtaymayla  meşguller.  İşte  böyle  bir  ortamda  teknolojinin  bize  sunduğu  bu  imkanı  insanlığa  insan  kazandırmak  için  bizim  insanlarımıza  ulaşma da  bir  köprü  olarak  görüyoruz.  Başlangıçta ki  zorlukları  aştıktan  sonra  dünyanın  her  tarafında  Türkçe  konuşan  insanlara  ulaşmak,  onlara  birşeyler  vermek  ve  onlardan  birşeyler  almak.

 Amatör  bir  ruh,  profesyonele  doğru  bir  çalışmayla  her  türlü  görüş- düşünce ve  kritiğe  açık  olacağız.  

Bizi  bu  işe  iten  ana  sebep:  Sorumluluk  şuurudur. 

Hizmet  yarışın da  biz de  varız!


     info@turkpartner.de
     




SAYFA BASI


| Ana Sayfa | Haberler| Gazeteler | Ekonomi | Firmalar | Spor | Yazarlar 

e-posta: info@Turkpartner.de
 

Editör'den

Hedef

Mahmut Aşkar
Gönlünüz rahat mı?
Muhsin Ceylan
Eğitim mi dediniz, o da ne?
Ali Kılıçarslan
Uyum mu, Kıyım mı?
Şefik Kantar
Biri bizimle dalga geçiyor
Ismail Tüysüz
Türkiye'nin orkideleri koruma altına alınmalı 
Ramazan Alp
Şiirin yalnızlığı
Abdullah Güler
Hastahane Köşeleri