Vergi Rekortmenleri…, TARIM
Geçenlerde Türkiye de vergi rekortmenleri açıklandı.
Üzülsek mi, sevinsek mi pek kestiremedik doğrusu. Öyle komik
ve çarpık tablolar ortaya çıkmışki, anlamak da pek kolay
değil. Aslında biraz irdelesek, görüntüyü cözmek çokda zor
olmayacak.
İsimlere şöyle bir bakın, sizde hayretlere düşersiniz. Dev
holding ve şirketlerin sahipleri ve sanatçılarımızın
ödedikleri vergilere bir bakalım.
Sadece İstanbul ve Ankara da kim ne kadar vergi ödemiş !!
İstanbul;
Mükellef
Tahakkuk eden vergi ( YTL.)
1- Aydın Doğan
10.320.54
2- Semahat Sevim Arsel 6.955.34
3- İbrahim Bodur
5.991.75
4- Turgay Ciner
5.507.34
5- İsmi açıklanmadı 4.655.79
6- İzzet Bayraktar
4.429.87
7- Yahya Akel
4.280.07
8- Suna Kıraç
4.218.85
9- Serra Sabancı
4.111.49
10- Şevket Sabancı
4.086.10
Sanatcılar;
1- Mehmet Ali Erbil
2.569
2- Cem Yılmaz
1.431
3- Aysel Gürsaçar ( Seda sayan) 1.090
4- Sibel Can Aksüt 786
5- Hülya Avşar Çilingiroğlu 729
6- Gülben Ergen Erdoğan 724
7- Ali Ata Demirer 721
8- Tarkan Tevetoğlu 703
9- İbrahim Tatlıses
660
10- Serdar Ortaç 618
Ankara;
1- M. Rahmi Koç
9.156
2- Orhan Naci Bakır
2.262
3- Oğuz Gürsel
2.006
4- İsimsiz
1.322
5- İsimsiz
1.204
6- İsimsiz
1.124
7- M.Erol Soyuyüce 1.024
8- Salih Bezci
960
9- A.Vedat Yakupoğlu 867
10- Fuat Aysoy
866
Bunları yazmaktaki
amacımız, kişileri tenkid etmek değildir. Bilakis
vergilerini ödediklerinden dolayı kutlamamız gerekiyor.
Hatta asıl gayemiz de bu isimler değil
Ya diğerleri… Esas
konumuz diğerleri
Öyle komik rakamlar ortaya çıkdığı için bizde merak
ederek bir inceleyelim dedik.
Milyar dolarlık ciroları olan holding sahipleri ile, tek
kişilik sanatçı, profosyonel yönetici, hatta adı sanı
bilinmeyen bazı yurdaşlarımızın ödedikleri vergiler
neredeyse esit, yani aralarında hiç fark yok gibi.
Elbette, ülkemize yaptıkları yatırım, sağladıkları,
istihdam, katma değer, tabiki refah ve ekonomiye katkıları
asla gözardı edilemez, edilmemelide..
Fakat, sürekli tv lerde ve basınımızda bunların yaşadıkları
hayat la nerdeyse iç içe olduk. Herşeyleri göz önünde,
villaları, yalıları, arabaları, yatlarıi yurt dışı gezileri,
milyon dolarlık mücevverler, hatta yaşadıklar gizli aşklar
bile..
Bazen verdikleri partiler de bile on
binlerce dolar harcamışlar, Ya o binlerce dolarlık
kıyafetlerine ne demeli !!
Sakın kıskandığımız sanılmasın.
Haklarıdır da !!! O kadar çalış, uğraş, mücadele et.. Tabiki
olacak o kadar..
Peki bunlar hangi kazançlarla yapılıyor dersiniz ?? Biz
işte bunu anlamıyoruz, cözemiyoruz.
Herhalde bizim bilmediğimiz, sadece onların bildikleri bir
medot olmalı !!!
Eeeee; demekki holding, uluslararası şirket sahibi olmak
kolay değil…
TARIM;
Aslında bu yazımızda şu
Tarım konusunu ele almayı düşünmüştüm.
Neredeyiz, nereye gidiyoruz, sizlerle bu konuyu
paylaşacaktım. Görünki konumuz hemen başka mecralara
kayıverdi,
Türk tarımı son 4 yıldır gittikcede iyiye gitmeyen bir
süreç içersinde seyrediyor.
2006 bütcesinde, TARIMSAL DESTEKLEME ÖDEMELERİ
kapsamında tarıma ayrılan pay yaklaşık 4 milyar YTL
dir.
Aynı yıl sadece 46,26 milyar YTL Faiz giderlerimiz
olacakmış.
Sosyal güvenlik karadeliğine aktarılşan rakam 23,3
milyarYTL.,
Sağlık harcamaları için ise 1,9 milyar ayrılmış.
Türkiye de 7,3 milyon cıvarında insanımız tarımda
istihdam ediliği söyleniyor.
Yine ülkemizde yaklaşık %30 larda tarımda issizlik olduğunu
biliyoruz.
Avrupa Birliğinde TARIMA aktarılan destek heryıl yaklaşık
45 milyar Euro dur. AB nin yıllık bütcesi ise 110 milyar
Euro olarak açıklanmıştı.
Görüldüğü gibi AB de bütçe nin neredeyse yarısı TARIMA
aktarılıyor.
Türkiye nin tarım ürünleri ihracatının büyük bir bölümü AB
ye yapılıyor.
Bazı tarımsal ürünlerimiz, başta Zeytin Yağı olmak
üzere, AB ile Gümrük Birliği olmasına rağmen kotalı ve aşırı
fonlu olarak AB ülkelerine girebiliyor.
Biz ülke olarak bu ülkelerle nasıl rekabet edeceğiz ??
Bunu anlamak mümkünmü !!
Türkiye de malesef hızla tarım sektörü yok olmaya dogru
gitmektedir.
Hükümetimiz IMF ve AB den gelen baskı
sonucu uzun süredir, "tarıma desteği" kesti.
Ülkede de tarımsal yeterlilik ortadan kalkıyor. Giderek daha
ithalat bağımlı bir ülke oluyoruz. Tarımda girdi maliyetleri
sürekli artarken, ürün fiyatları farklı nedenlerle sürekli
düşüyor.
Ülkelerin belki de en önemli hayati sektörü tarım
dır.
Başbakanın
söyledigi , “nüfusumuzun % 40’a yakın bölümünün ekmeğini
yediği” tarım sektörüne gereken önem verilmemektedir.
Tarım sektörü küçülmüş, çiftçimiz üretimi bırakmış ve
toprağa küstürülmüştür. Buğday, mısır ve arpada ekim
alanları daralmıştır.
Tarımsal üretimin temel girdilerinden olan gübre ve mazot
fiyatlarındaki aşırı artışlar, çiftçiyi gübre kullanamaz ve
toprak işleyemez duruma getirmiştir.
Tarım politikaları derhal
yeniden yapılandırılmaz ise, ülke tarımı ve köylümüz çok
daha zor günlerle karşı karşıya kalacağı kesindir.
Aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi, Türkiye nin durumu cok
net ortadadır.
Ülke Tarim İhracat
(milyar dolar)
AB , 15 ülke 63
ABD 62
Brezilya 21
Kanada 18
Cin 17
Avustralya 15
Arjantin 13
Tayland 10
Türkiye 3
Köln, 14.04. 2006
SAYFA
BASI
Yazarın
diğer
yazıları:
Vergi
Rekortmenleri…, TARIM
Dalgalar
kıyıya yaklaşmıştır
Yeni
bir Menevra
Avrupa
Birliği Türkiye ilişkilerinde farklı perspektivler
SAYFA
BASI
|